Deniz Alacaklarında İhtiyati Haciz
Genel Bakış
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”) madde 1352’de sınırlı olarak sayılan ve “deniz alacağı” olarak nitelendirilen alacaklar için gemilerin ihtiyati haczi mümkündür. Bu kapsamda, deniz alacağı niteliğinde olmayan bir alacağa ilişkin olarak alacaklı ancak 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nda (“İİK”) yer alan hükümlere göre ve gemi dışında herhangi bir malvarlığının ihtiyati haczi talebinde bulunabilir.
TTK m. 1352’de deniz alacağı olarak nitelendirilen alacaklardan bazıları şunlardır:
(i) Geminin işletilmesinin sebep olduğu zıya veya hasar.
(ii) Geminin işletilmesi ile doğrudan doğruya ilgili olarak karada veya suda meydana gelen can kaybı veya diğer bedensel zararlar.
(iii) Kurtarma faaliyeti veya her türlü kurtarma sözleşmesi, çevre zararı tehdidi oluşturan bir gemi veya gemideki eşya ile ilgili kurtarma faaliyeti için ödenecek özel tazminat.
(iv) Çevreye, kıyı şeridine veya bunlara ilişkin menfaatlere gemi ile verilen zarar ya da zarar verme tehdidi; bu zararı önlemek, sınırlandırmak veya ortadan kaldırmak için alınan önlemler; bu zarar karşılığı ödenecek tazminat; çevrenin eski duruma getirilmesi için fiilen alınan veya alınacak olan makul önlemlerin giderleri; bu zarar ile bağlantılı olarak üçüncü kişilerin uğradığı veya uğrayabileceği kayıplar ve bu bentte belirtilenlere benzer nitelikteki zararlar, giderler veya kayıplar.
(v) Geminin içinde bulunan veya bulunmuş olan şeyler de dâhil olmak üzere, batmış, enkaz hâline gelmiş, karaya oturmuş veya terkedilmiş olan bir geminin yüzdürülmesi, kaldırılması, çıkartılması, yok edilmesi veya zararsız hâle getirilmesi için yapılan giderler ve harcamalar ile terk edilmiş bir geminin korunması ve gemi adamlarının iaşesi ile ilgili giderler ve harcamalar.
(vi) Kılavuzluk.
(vii) Geminin işletilmesi, yönetimi, korunması veya bakımı için sağlanan eşya, malzeme, kumanya, yakıt, konteynerler dâhil teçhizat ve bu amaçlarla verilen hizmetler.
(viii) Geminin yapımı, yeniden yapımı, onarımı, donatılması ya da geminin niteliğinde değişiklik yapılması.
(ix) Liman, kanal, dok, iskele ve rıhtım, diğer su yolları ile karantina için ödenecek resimlerle diğer paralar.
(x) Geminin mülkiyeti veya zilyetliğine ilişkin her türlü uyuşmazlık.
(xi) Gemi rehni, gemi ipoteği veya gemi üzerinde aynı nitelikteki ayni bir yükümlülük.
(xii) Geminin satışına ilişkin bir sözleşmeden kaynaklanan her türlü uyuşmazlık.
Prosedür
Öncelikle, ihtiyati haciz kararı bakımından yetkili mahkemeler;
a. Türk Bayraklı gemiler için
i. geminin demir attığı, şamandıraya veya tonoza bağlandığı, yanaştığı veya kızağa alındığı yer mahkemesi,
ii. Bir Türk Gemi Siciline kayıtlı gemilerde, sicil yeri mahkemesi,
iii. Sicile kayıtlı olmayan gemilerde malikin yerleşim yeri mahkemesi,
iv. 941 inci maddenin üçüncü fıkrası uyarınca tutulan özel sicile kayıtlı gemilerde kiracının yerleşim yeri mahkemesi,
b. Yabancı bayraklı gemiler için ise sadece
i. geminin demir attığı, şamandıraya veya tonoza bağlandığı, yanaştığı ya da kızağa alındığı yer mahkemesidir.
Ayrıca, ihtiyati haciz talebinde bulunan alacaklının, TTK 1363 uyarınca, 10.000 Özel Çekme Hakkı (yaklaşık 196.581,00 TL) tutarında teminat göstermesi zorunludur. Aksi halde mahkeme, ihtiyati haciz başvurusunu incelemeyecektir. Alacaklı mahkemeden teminat miktarının azaltılmasını talep edebileceği gibi borçlu da teminat miktarının artırılmasını talep edebilir.
Mahkemenin ihtiyati haciz kararı vermesi üzerine, TTK 1364 gereğince alacaklı, 3 (üç) iş günü içinde kararı veren mahkemenin yargı çevresindeki veya geminin bulunduğu yerdeki icra dairesinden kararın infazını istemek zorundadır. Aksi hâlde, ihtiyati haciz kararı kendiliğinden kalkar.
Ardından icra dairesi tarafından, geminin seferden men edildiğine dair ihbar gemi kaptanı veya malik veya işletene veya bunlardan birinin temsilcisine tebliğ edilir. Gemi, tebligatı alan kişiye yediemin olarak bırakılır. İcra dairesi ayrıca, seferden men durumunu geminin muhafaza altına alındığı yerde yetkili liman başkanlığı, gümrük müdürlüğü, kıyı emniyet müdürlüğüne, geminin kayıtlı olduğu sicile ve yabancı bayraklı gemilerde, geminin bayrağını taşıdığı devletin en yakın konsolosluğuna bildirir.
Geminin seferde olması halinde ise, deniz alacağı için 10 (on) gün içerisinde teminat verilmesi aksi hâlde geminin izleyen ilk seferinde icra dairesine teslim olunması ihtar olunur.
Özellikle belirtmek gerekir ki, TTK 1368 uyarınca bir geminin ihtiyati haczi, borçlunun o geminin işletilmesinden elde ettiği geliri ve menfaatleri de kapsar.
Son olarak, ihtiyati haciz hakkının kullanılması için, TTK 1369 çerçevesinde, hakkında deniz alacağı ileri sürülen her geminin ihtiyaten haczi;
a) Deniz alacağı doğduğunda geminin maliki olan kişi, ihtiyati haczin uygulandığı sırada da bu borçtan sorumlu olup geminin maliki ise; veya
b) Deniz alacağı doğduğunda geminin kiracısı olan kişi, ihtiyati haczin uygulandığı sırada da bu borçtan sorumlu olup geminin maliki ise veya,
c) Deniz alacağı gemi rehni, gemi ipoteği veya gemi üzerinde aynı nitelikteki bir ayni yükümlülük ile teminat altına alınmış ise; veya
d) Uyuşmazlık geminin mülkiyetine veya zilyetliğine ilişkin ise; veya
e) Alacak, 1320 nci madde uyarınca gemi alacaklısı hakkı veriyorsa mümkündür.
Uygulamada Karşılaşılan Zorluklar
Alacağın TTK m.1352’de sayılan ve muaccel bir deniz alacağı olması ve alacağın yaklaşık ispat kuralıyla ispatlanması (sözleşme, faturalar ve mail yazışmaları) ihtiyati haciz kararı alınması için yeterlidir. Ancak aşağıdaki hususlar ihtiyati haciz kararı alınırken sorun çıkarabilmektedir:
1. Teminata ilişkin: 10.000 Özel Çekme Hakkı (yaklaşık 196.581,00 TL) tutarında teminat göstermesi zorunluluğu olduğundan düşük miktardaki deniz alacakları için bu yönteme başvurulması her zaman makul olmayabilecektir.
2.
3. TTK 1363 uyarınca, her ne kadar teminatın azaltılması istenebilecekse de sırf alacağın düşük olması teminatın azaltması için bir gerekçe olamayacaktır.
2. Taraf Ehliyetine ilişkin: İhtiyati haczin uygulanabilmesi için, TTK 1369/1 hükmünce, “hakkında deniz alacağı ileri sürülen kişinin söz konusu deniz alacağının doğduğu sırada geminin maliki veya kiracısı olması yanında söz konusu kişinin ihtiyati haczin talep edildiği sırada borçtan da sorumlu ve geminin maliki olması yahut alacağın TTK 1320 uyarınca gemi alacaklısı hakkı vermesi" gerekir.
Bu nedenle, deniz alacağının aynı zamanda gemi alacağı teşkil ettiği durumlar haricinde geminin devredilmesi ve ihtiyati haczin uygulandığı sırada malikin farklı bir kişi olması durumunda yeni malike karşı ihtiyati haciz ileri sürülemeyecektir. Bu minvalde, geminin devredilmesi veya kiralanmış olması durumlarında ihtiyati haciz gerçekleştirilemeyebilir. Özellikle yatların finansal kiralama yoluyla kullanıldığı durumlara da rastlanabilmektedir. Bu ihtimalde finansal kiralama şirketine başvurmak da mümkün olmamaktadır.
Ayrıca, alacak hakkının dayanağı olan sözleşmede taraf olarak kimin yer aldığı, faturaların kime düzenlendiği de önemlidir. Taraf ehliyetindeki karışıklıklar ihtiyati haciz taleplerinin reddine sebep olabilecektir.
3. Marinalarda Verilen Hizmetlerin Deniz Alacağı Olmadığı İddiasına İlişkin: Pratikte ve doktrinde kabul edilmese de ihtiyati haciz kararlarına karşı bu yönde itirazlar yapılabilmektedir. Ancak marinalar tarafından verilen tüm hizmetlerin “geminin işletilmesi, yönetimi, korunması veya bakımı için sağlanan eşya, malzeme, kumanya, yakıt, konteynerler dâhil teçhizat ve bu amaçlarla verilen hizmetler.” (TTK 1352/1-l) kapsamında kabul edilerek ihtiyati hacze konu edilmesi gerektiği ifade edilmektedir.
4. Yabancı bayraklı gemilerdeki tebligat sorunlarına İlişkin: Yabancı bayraklı gemilere karşı TTK 1104/3 uyarınca dava ve takiplerin kaptana da yöneltilmesi mümkündür. Ancak uygulamada kaptanın tebligat almayı kabul etmediği görülmektedir.
Yine yabancı bayraklı gemilerin kaptan dahil bilgilerinin yer aldığı Transitlog (Türk Limanları Yat Kayıt Belgesi) belgelerinin güncel olmaması durumunda kaptanı tespit etmek ve tebligatı yapmak güç olabilmektedir. Bu belgelerin geçerlilik süresi 1 yıldır. Dolayısıyla marina idareleri tarafından güncel bir şekilde bu belgeler tutulmalıdır.
5. İhtiyati Haciz Kararının İcrasına İlişkin:
i. Geminin Konumunun Tespiti: İhtiyati haciz kararının uygulanabilmesi için geminin Türk karasularında bulunması gerekir. Dolayısıyla geminin nerede olduğunun tespit edilmesi kararın icrası hatta ihtiyati hacze başvurmak açısından önemlidir. Gemi Türk karasuları dışındaysa kararın bir pratikliği olmayacaktır.
ii. Haciz Tutanağı: İhtiyati haciz kararı alındıktan sonra seferden men kararını belirten ihtiyati haciz tutanağı TTK 1366 uyarınca kaptana veya malike ya da malik olmayan donatana tebliğ edilebilir.
Ancak uygulamada kaptanın tebligat almayı kabul etmediği veya uygulamayı bilmeyen icra memurlarının kaptana tebligat yapmayı reddettiği görülmektedir.
Diğer yandan, genellikle tutanak ile tekne yediemin olarak kaptana bırakılır. Bu durumda kaptan, tekneyi muhafaza edecektir. Uzun süren haciz durumlarında teknenin suda kalması bakım masraflarının artmasına, bakım yapılmadığında teknenin zarar görmesine yol açabilmektedir.
iii. İhtiyati Haczin İcrasında Kıymet Takdiri: İİK’dan farklı olarak TTK usulünde geminin kıymet takdirini icra dairesi değil icra mahkemesi yapmalıdır. Bu hususa dikkat edilmelidir.